Dicle Üniversitesi

Dicle Üniversitesi’nin temelleri, 1966 yılında  Ankara Üniversitesi’ ne bağlı Diyarbakır Tıp Fakültesi’nin kurulmasıyla atılmıştır.  1974 yılında Fen Fakültesi’nin açılışı ile ayrı bir üniversite olarak resmî kuruluşu tamamlanmıştır.

 

Köklü bir üniversite olan Dicle Üniversitesi, adını Mezopotamya ovalarını sulayan Dicle Nehri’nden almıştır.

 

Diyarbakır kentinin doğusunda 27 bin dekar alan üzerine kurulan Dicle Üniversitesi, 2018 yılı itibarıyla, bünyesinde 14 Fakülte, 4 Yüksekokul, 11 Meslek Yüksekokulu ve 4 Enstitü, merkezi kütüphane, Merkez Araştırma Laboratuvarı, teknokent,  24 Araştırma ve Uygulama Merkezi ve örneği nadir kongre merkezi ile öğrencilerine modern ve çağdaş eğitim olanaklar sunmaktadır.

 

Dicle Üniversitesi’nin Toplam kullanılabilir kapalı alanı, 553.052 metrekaredir. Merkez kampüsün yer aldığı Diyarbakır dışında, Diyarbakır’ın Ergani, Çermik, Çüngüş, Bismil ve Silvan ve Kulp ilçelerinde de Yüksekokullar mevcuttur.

 

Bugün, Dicle Üniversitesi, 3600 civarında kadrolu akademik ve idarî elemanla 30 binden fazla öğrenciye eğitim hizmeti vermekte ve bölgesinin gelişimine katkı sunmaktadır.

 

Öğrenci kulüplerinin kültür-sanat faaliyetleri ve üniversite takımlarının sportif başarıları, bir taraftan kent yaşamına hareket getirirken diğer taraftan bu faaliyetler, gençleri üniversiteye özendirerek “modern topluma” geçişte önemli bir işlev görmektedir.

 

Dicle Üniversitesi, ülkede ve bölgede ihtiyaç duyulan hemen her alandaki meslek elemanlarını yetiştiren, ulusal ve uluslararası düzeyde araştırmalar yapan ve bölge ekonomisine yönelik projeler üreten, bu özellikleri ile devletimizin bölgedeki en önemli kurumlarından biridir.

 

Dicle Üniversitesi, öğretim hizmetleri ve bilimsel araştırma faaliyetleri dışında, aynı zamanda, 1500 yataklı Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesiyle ve hastane kompleksiyle bölgenin sağlık merkezi konumundadır. Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi’nde sağlanan üst düzeyde sağlık hizmetleri sayesinde, bölgede yaşayan vatandaşlar, çok önemli sorunlar dışında büyük merkezlere gitmenin maddî ve manevî külfetinden her geçen gün artan oranda kurtulmaktadırlar.